6284 Sayılı Kanuna Sahip Çık!

Kadınların maruz kaldığı şiddet ve ayrımcılık, dünyanın birçok yerinde olduğu gibi Türkiye’de de toplumun en büyük sorunlarından biridir. Her yıl ülke genelinde yüzlerce kadın, eşleri, partnerleri ya da yakın çevresindeki erkekler tarafından katlediliyor. Çoğu zaman bu şiddetin haberlerde “bir cinnet anı” ya da “aile içi mesele” olarak sunulması, sorunun derinliğini gölgelemekte ve ciddi bir toplumsal mücadeleye engel olmaktadır. Tam da bu noktada 6284 sayılı Kanun, kadınların şiddetten korunması ve hayatlarına güvenle devam edebilmesi için çıkarılmış en önemli yasal düzenlemelerden biridir. Ancak yasa üzerinde yapılan tartışmalar, eleştiriler ve kaldırılmasına yönelik baskılar, kadınların kazanılmış haklarına yönelik büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Kadınların bu yasaya sahip çıkması hayati bir sorumluluktur.


Kadın Cinayetleri ve Şiddetin Vahim Tablosu

Türkiye’de kadına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir krizdir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve diğer kadın örgütlerinin verilerine göre, her yıl yüzlerce kadın yakınları tarafından öldürülmektedir. Cinayetlerin önemli bir kısmı, kadınların boşanmak istemesi, şiddet ilişkilerinden kurtulmaya çalışması ya da hayatına dair kararlar almak istemesi gibi gerekçelerle işlenmektedir. Bu durum, kadının birey olarak haklarını kullanma çabasının nasıl ölümle sonuçlanabileceğini açıkça göstermektedir.

Öldürülen kadınların birçoğu, daha önce şiddet gördüklerini yetkili mercilere bildirmelerine rağmen korunamamışlardır. Bunun temel nedenlerinden biri, mevcut yasaların ve önleyici tedbirlerin yeterince uygulanmaması ve kadına yönelik şiddetin cezasız kalma eğilimidir. 6284 sayılı Kanun, bu karanlık tabloyu değiştirmek amacıyla çıkarılmış bir yasadır ve hayati önem taşımaktadır.


6284 Sayılı Kanun Nedir ve Neden Hayati Öneme Sahiptir?

6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, 2012 yılında yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun temel amacı, kadınların ve aile bireylerinin şiddetten korunmasını sağlamak, mağdurların güvenliğini temin etmek ve şiddetin tekrarını önlemektir. Yasaya göre, kadınlara yönelik şiddet söz konusu olduğunda:

  • Şiddet uygulayan kişiye uzaklaştırma kararı verilmesi,
  • Mağdura sığınma evi veya geçici konut sağlanması,
  • Mağdurun kimlik bilgilerinin değiştirilmesi,
  • Kadınların sosyal destek ve hukuki danışmanlık hizmetlerinden yararlanması gibi koruyucu tedbirler alınmaktadır.

Bu yasa, kadına yönelik şiddeti önlemek için yetkililere hızlı ve etkili müdahale imkânı sunar. Ancak en önemli boyutu, kadınların beyanını esas almasıdır. Şiddet mağduru bir kadının, herhangi bir delil sunmasına gerek kalmadan koruma talep edebilmesi, hayat kurtaran bir adımdır. Şiddet mağdurları çoğu zaman darp raporu alacak fırsatı dahi bulamazken, yasaların kadının beyanına öncelik tanıması hayati bir gerekliliktir.


Kadınların 6284 Sayılı Yasaya Sahip Çıkması Neden Önemlidir?

Son yıllarda 6284 sayılı Kanun üzerinde baskılar artmış, bazı kesimler tarafından yasa eleştirilmiş ve “aile kurumunu yıktığı” iddiaları ortaya atılmıştır. Bu söylemler, aslında kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran bir zihniyetin yansımasıdır. Ancak kadınların bu yasaya sahip çıkması, temel haklarının ve yaşam haklarının korunması için zorunludur.

OKU  Radyoterapi Teknikeri Ne Kadar Maaş Alır? (GÜNCEL)

6284 sayılı Kanunun kaldırılması veya uygulanmasında gevşeme olması durumunda:

  1. Kadın cinayetlerinin artması kaçınılmaz olacaktır.
  2. Şiddet mağduru kadınların korunma şansı azalacak, fail erkekler daha cesaretli hale gelecektir.
  3. Şiddetin bir toplumsal norm haline gelmesiyle kadınların sosyal hayattan dışlanması hızlanacaktır.

Bu yasa, yalnızca bireysel bir koruma sağlamaz, aynı zamanda kadınların toplumda eşit ve özgür bireyler olarak var olabilmesi için bir güvence sunar. Bu nedenle kadınların kazanılmış haklarına sahip çıkması, yalnızca kendileri için değil, tüm toplum için hayati önem taşır. Kadına yönelik şiddet yalnızca kadınların sorunu değil, insan hakları ihlalidir ve tüm toplumu ilgilendirir.


Kadına Yönelik Şiddet ve Hukukun Uygulanması

Türkiye’de yasal düzenlemelerin varlığı tek başına yeterli olmamaktadır. 6284 sayılı Kanun’un etkin biçimde uygulanması için:

  • Kolluk kuvvetlerinin ve yargının bilinçlendirilmesi şarttır. Mağdurların şikayetleri ciddiyetle ele alınmalı, her koruma talebi titizlikle değerlendirilmelidir.
  • Toplumsal bilinç artırılmalı, kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına karşı mücadele edilmelidir.
  • Şiddet faili erkeklerin cezasız kalmaması için yargı süreci hızlandırılmalı ve caydırıcı cezalar verilmelidir.

Kadınların bu yasaya sahip çıkması, yalnızca bir hak mücadelesi değil, aynı zamanda geleceğe dair bir umut mücadelesidir. 6284 sayılı Kanunun etkin uygulanması, kadınların korkusuzca yaşayabileceği bir toplum inşa etmek için elzemdir.


Kadın Cinayetlerine Karşı Sessiz Kalmamak

Her geçen gün artan kadın cinayetleri karşısında sessiz kalmak, şiddeti onaylamak anlamına gelir. Kadınların haklarını savunması, yalnızca kendi güvenlikleri için değil, toplumda daha adil ve eşit bir düzenin inşası için de gereklidir. Şiddetin toplumsal normalleşmesinin önüne geçmek için herkesin bu mücadelede bir sorumluluğu vardır.

Kadınların 6284 sayılı Kanuna sahip çıkması, sadece bir yasal koruma talebi değildir. Bu, “Yaşamak istiyoruz!” diyen kadınların çığlığıdır. Her bir kadın cinayeti, devletin ve toplumun çözmesi gereken bir adalet sorunudur. Bu nedenle, kadınlar kadar erkeklerin de bu mücadelede yan yana olması gerekir.


Umudu ve Mücadeleyi Büyütmek

6284 sayılı Kanun, kadınların özgür ve güvenli bir hayat sürebilmeleri için sahip oldukları en önemli yasal güvencelerden biridir. Kadınların bu yasaya sahip çıkması, yalnızca kendilerinin değil, gelecek nesillerin de daha eşit ve güvenli bir dünyada yaşamasını sağlayacaktır. Her kadının yaşam hakkı kutsaldır ve hiçbir gerekçeyle ihlal edilemez.

Kadına yönelik şiddete karşı toplumsal mücadeleyi büyütmek, yalnızca bir hak arayışı değil, bir varoluş mücadelesidir. Bu nedenle, kadınlar ve tüm toplum 6284 sayılı Kanuna sahip çıkmalı, bu yasanın uygulanmasını sağlamak için birlikte hareket etmelidir. Kadınların hayatı, bu mücadelenin ta kendisidir.